Bireysel Tüketimi Azaltmak Neden Önemli?

Bireysel Tüketimi Azaltmak Neden Önemli?

Bireysel eylemlerimize tek başına baktığımızda pek bir işe yaramıyormuş gibi görünebilir. Ancak birçok kişinin aynı şekilde davranış ve tutum sergilediğini gözümüzün önüne getirelim, o zaman dünyayı değiştirebilecek bir güç ortaya çıkar. Tıpkı karınca sürüleri gibi; tek bir karıncanın yaptıklarına bakarsak anlamsız koşuşturmacalar görürüz. Bütün bir karınca kolonisine baktığımızda ise mükemmel işleyen bir imparatorlukla karşılaşırız. Benzer güç bizim bireysel eylemlerimizde de mevcuttur. Tüketim de bireysel eylemlerimizden biri olduğundan, doğayı korumak için atacağımız her adım sürdürülebilirlik için çok önemlidir.

Tüketim Nedir, Çılgınlığa Nasıl Dönüştü?

Tüketim, temelde ihtiyaçlarımızı karşılamak için üretilen mal ve hizmetleri alıp kullanmamızı ifade eder. Yaşamak için sürekli ihtiyacımız olan yiyecek, giyecek ve barınma ihtiyaçları da tüketim tanımına dahildir ve bu bağlamda tüketim bir gerekliliktir. Ancak bu durum zaman içinde evrim geçirerek farklı bir hal alır. Yaşam tarzının değişmesiyle günlük hayatı kolaylaştıracak ürünler de temel ihtiyaçlar listesine girmeye başlar. Bunun yanı sıra ihtiyaç olmayan mal ve hizmetler lüks tüketim adı altında hayatımıza dahil olur.

Tüm tüketim ürünleri belli oranda bize fayda sağlar. Kimisi temel ihtiyaçtır, kimisi hayatımızı kolaylaştırır, kimisi de hayattan aldığımız keyfi artırır. Bu bağlamda yaptığımız tüm alışverişleri günümüz hayat tarzında ihtiyaç olarak görebiliriz. Tüm bu harcamalar ve alışveriş, sadece alma odaklı olmaya başladığında tüketim çılgınlığı yolunda ilerleme başlar.

Tüketim çılgınlığı, adından da anlaşılacağı üzere bize ve çevremize zarar vermeye başlayan bir süreçtir. İlk önce bütçemize zarar verir, daha sonra duygusal ve manevi olarak da zarar görmemize neden olabilir. Çünkü bu çılgınlık seviyesine giden basamaklar mutluluk, eğlence ve hayatın anlamı gibi aslında meta ile elde edilemeyecek hislerin metalara yönlendirilmesinden geçer. Bu basamağı aştığımızda eşya satın alarak ruhsal durumumuzu değiştirebileceğimiz yanılgısına kapılırız. Ancak kısa süre iyi hissetmemizi sağlayan eşyalar, uzun vadede işe yaramaz ve sürekli yenilerini satın alarak kendimizi mutlu etmeye çalışır, tüketim çılgınlığının bir parçası haline geliriz.

Tüketim Alışkanlıkları Değişir, Dünya Güzelleşir

Tüketim çılgınlığı, bireysel sıkıntıların yanı sıra sürekli talep ve arz oluşturmasından dolayı global sıkıntılara da yol açar. Doğal kaynaklar, tüketim mal ve hizmetleri için düşüncesiz bir şekilde harcanır. Bu da mal ve hizmetlerin sürdürülebilirliğini, daha da önemlisi doğal kaynakların geleceğini tehlikeye atar. Örneğin, arz-talep ilişkisinin bir sonucu olarak her yıl yaklaşık 300 milyon ton plastik ürün üretiliyor ve bunların atıkları meydana geliyor. (1) Bu durumun değişmesi için en önemli adımlardan biri, kitleler halinde insanların tüketim alışkanlıklarını değiştirmesidir. Biz de kendimizden başlayarak global değişime katkı sağlayabilir, sadece kullandığımız bir plastik ürünü sürdürülebilir alternatifiyle değiştirerek bile ortaya çıkan atığı önemli miktarda azaltabiliriz.

Bireysel tüketim alışkanlıkları değiştirmek ilk başta zor görünebilir. Değişime günlük yaşamımıza direkt etkisi olmayan ufak değişikliklerle başlayabiliriz. Örneğin, tek kullanımlık buzdolabı poşeti yerine yıkayarak defalarca kullanabileceğimiz silikon kilitli torbaları tercih ederek evimizdeki plastik atığını azaltmamız mümkün. Plastik kaplarda satılan sıvı sabun yerine katı sabun, sıvı şampuan yerine katı şampuan kullanımı da yine bizi benzer sonuca ulaştırır.

Evimizde sıklıkla kullandığımız malzemelerde yapacağımız ufak değişimleri tüm bir mahallenin, daha sonra şehrin ve en sonunda ülkenin yaptığını düşünelim. Böylece talep azalacak ve arz da buna bağlı olarak düşecektir. Bununla beraber insanların tüketim eğilimlerine göre en çok atığa yol açan büyük şirketler, varlıklarını kaybetmemek için sürdürülebilir ürün ve hizmetler sunmak zorunda kalacaklardır. Ayrıca kamuoyunun beğenisini kazanabilmek için atık yönetimi, ekolojik üretim gibi konularda çalışmalar yaparak üretim hatlarını da değiştirme yoluna gideceklerdir. Böylece sadece %8-9’u geri dönüştürülebilen plastik ürünler yerine %100 çözünebilir ürünler üreterek varlıklarını sürdürmeleri mümkün olabilir. (2)

Bireysel tüketim alışkanlıklarınızı değiştirerek global dönüşüme katkı sağlamak için Sürdür Store ürünlerine göz atabilirsiniz. Örneğin, ömrü dolan plastik diş fırçanızı sürdürülebilir alternatifi olan bambu diş fırçasıyla değiştirebilirsiniz. Bunu yapmak global dönüşüme iyi bir katkı olabilir çünkü diş fırçası gibi bazı plastik ürünlerin geri dönüştürülmesi mümkün değildir ve inanmayacaksınız ama bu geri dönüşümü mümkün olmayan plastik diş fırçalarından bir yılda 3.6 milyar üretilir. (3) Günlük hayatınızda kullandığınız ürünlerin sürdürülebilir alternatiflerini tercih etmek evsel atıklarımızı azaltmanın yanı sıra ev ekonomimize de katkı sağlar. Bireysel alışkanlıklarımızı değiştirmemize yönelik ipuçları sayesinde daha az atık çıkarabilir ve çıkardığımız atıkları geri dönüştürerek global dönüşümün bir parçası olabiliriz. Benimle ne fark eder diye düşünüp umutsuzluğa kapılmayın, çünkü tek bir insanın bile sorumluluk alarak değişim için bir adım atması #ÇokFarkeder!

Kaynaklar

https://www.garantibbva.com.tr/blog/plastik-kirliligi

https://ekolojist.net/plastik-kullanimini-azaltacak-10-muthis-oneri/

https://evrimagaci.org/plastik-ise-yarar-bir-sekilde-geri-donusturulebilir-bir-malzeme-degildir-11017#:~:text=Geri%20d%C3%B6n%C3%BC%C5%9F%C3%BCm%20kutular%C4%B1na%20att%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1z%20plastiklerin,neredeyse%20hi%C3%A7biri%20geri%20d%C3%B6n%C3%BC%C5%9Ft%C3%BCr%C3%BClebilir%20de%C4%9Fildir