Cam mı Yoksa Plastik mi; Dünyamız için Hangisi Daha İyi?

Yaşam
Image

Bugüne kadar dünya genelinde üretilen toplam plastiğin yalnızca %9 kadarı geri dönüştürüldü. Kalanı ise direkt veya dolaylı olarak doğaya atıldı. Artarak devam eden aşırı plastik kirliliği, canlıların yaşamını tehlikeye atan küresel bir sorun haline geldi. Çözüm olarak alternatif ürünlere yönelim başladı.

Plastik yerine en çok tercih edilen ürünlerin başında cam gelir. Peki cam her zaman plastikten daha iyi bir seçenek midir? Biraz garip gelecek belki ama hayır, plastiğin cama kıyasla daha çevre dostu olduğu alanlar var. Bu yazımızda cam ve plastiğin çevreye olan etkilerini farklı yönleriyle ele alacağız.

Üretim Aşaması

Plastiğin ana hammaddesi petroldür. Bunun çıkarılması, işlenmesi ve plastiğe dönüştürülmesi için çok fazla enerji harcanır. Yalnızca ABD'de plastiğin hammaddelerini elde etmek ve taşımak için her yıl kabaca 13,5 milyon metrik ton CO2 üretilir.

Cam ise plastik gibi sentetik maddeler ve kimyasallar içermez. Üretiminde silis kumu, feldspat, sodyum sülfat, soda, dolomit, kalker gibi minerallerden yararlanılır. Bu hammaddeler doğal kaynaklıdır ve kimyasal işlemden geçmeden direkt cam üretiminde kullanılır. Ancak petrol gibi silis kumu da tükenmekte olan kaynaklar arasındadır.

Bir plastiğe şekil vermek için hem ısıtma hem de soğutma işlemi yapılır. Amerikan endüstrilerinin kullandığı enerjinin %6'sını plastik sektörü tüketir. Dahası ABD'nin hava kirliliğinin %14’ünün kaynağı da plastik endüstrisidir.

Cam üretimi için 1500°C kadar bir ısıya ihtiyaç vardır. Bu da camın üretiminde daha fazla enerji ve dolayısıyla yakıt kullanıldığı anlamına gelir. Silis kumu ve mineraller gibi yenilenemeyen hammaddeleri de dahil edersek cam üretiminde daha fazla doğal kaynak kullanıldığı ortaya çıkar. Bir ton cam üretmek için kabaca 1,17 – 1,19 ton hammadde harcanır.

Sağlıksız Tüketim

Plastiğin üretim maliyetleri düşük olduğu için çok yaygın kullanılır. Ucuz olması ve genellikle tek kullanımlık şekilde tasarlanması plastik atık sorununa neden olur. O kadar ki Pasifik Okyanusu’nda yeni bir plastik kıta (7. kıta) oluştu. Gözle görülenlerin dışında mikroskobik plastik atık sorunu da vardır. Bunlar soluduğumuz havadayağan yağmurdayediklerimizde ve vücudumuzun içinde bulunur.

Plastiğin kendisi ve üretiminde kullanılan kimyasallar hem temas ettiği gıdalara hem de çöp alanlarından yeraltı sularına sızabilir. Bir araştırmada PET şişelerde satılan suyun mikroplastik oranı, musluk suyuna kıyasla 2 kat daha yüksek çıkmıştır. Uygun olmayan veya aşırı saklama koşulları sızıntı sürecini hızlandırabilir. Üstelik plastik gözenekli bir yapıda olduğu için kullanımdan sonra deterjan ve bakteri gibi kalıntıları barındırabilir. Bu olumsuzluklara zararlı kimyasallar içermeyen cam ürünlerde rastlanmaz.

Doğa Dostu Plastik (!)

Plastiğin doğaya sunduğu en büyük ve belki de tek avantaj, lojistik maliyetlerini azaltmasıdır. Yaklaşık 60 ml hacmindeki bir plastik şişe 0.1 kg iken cam muadili 0.8 kg ağırlığındadır. Bu, tek bir şişe için küçük bir fark gibi görünebilir ancak toplu alımlarda maliyeti çok yüksek olur. Üstelik lojistik masraflarını sadece firmalar karşılamaz, taşımacılık kaynaklı sera gazlarının faturasını hepimiz öderiz.

Her taşıt belli bir ağırlıkta yük taşıyabilir. Varsayımsal olarak 1000 palet cam şişenin adresinize gelmesi için 8 sefer yapılması gerekirken aynı miktarda plastik şişe tek seferde taşınabilir. Ayrıca sevkiyat sırasında son derece dikkatli olunsa da cam şişeler kırılabilir. Bunun sonucunda iade ve yeniden gönderim süreci başlar. Dolayısıyla daha da çok sera gazı salınımı yapılır.

Nakliye açısından plastiğin karbon ayak izi cama göre daha düşüktür. Fakat bu tüm plastik ambalajlar için geçerli değildir. Sürdürülebilir alternatifi olan ve geri dönüşmeyen plastik ambalajlar bu konunun dışındadır. Örneğin: Balonlu ambalajlar ve havalı yastıklar yerine kağıt petek sargı ve çift oluklu karton kutu kullanabilirsiniz.

Sonuç olarak; sürdürülebilirlik açısından cam ve plastik arasındaki en belirleyici faktör kullanım amacına göre değişir.