Dünyaca ünlü markaları, defileleri ve tasarımcıları ile moda dünyasının oldukça çekici olduğu inkar edilemez bir gerçek ama bu dünyanın bir de görünmeyen bir yüzü var. Pek çok üretim sektörü, çıkardıkları atık miktarı ve çevresel etkileri ile kirliliğin nedenleri arasında kendine sağlam bir yer buluyor. Ancak özellikle giyim endüstrisi, hızlı tüketim ile kendini var edebildiğinden, çevresel etkisi ve kötüleşen çalışma koşulları, aşırı tüketim ve büyük çaplı kirlilik nedeniyle uzun süredir dünyanın en zararlı sektörlerinden biri olarak anılıyor. Bununla birlikte, son zamanlarda hızlı moda üretim sürecinde sürdürülebilirlik adına bazı zorunluluklar getirildiğini ve moda için üretim sürecinin daha çevreci bir hale gelmesinin desteklendiğini görüyoruz. Birçok marka daha sürdürülebilir olma sözü verse de, bir markanın temel değerlerini ve üretim biçimini değiştirmesi zaman alan bir süreç. O yüzden bireysel olarak da bazı noktalara dikkat ederek bu kirliliğin önüne geçmek için katkıda bulunmamız mümkün. Ayrıca, biz bireysel olarak bazı noktalara dikkat ettikçe üretim yapan şirket ve fabrikaların da bu noktalara karşı daha dikkatli ve özenli davrandığı gözle görülür bir gerçek. Birçok markanın daha sürdürülebilir olma sözü vermesinin ardında biz tüketicilerin bu yöndeki taleplerinin olduğunu söylemek yanlış olmaz, değil mi? O yüzden gelin, hızlı moda / fast fashion ve çevresel etkileri nedir ve daha iyi bir çevre için neler yapabiliriz birlikte göz atalım.
Hızlı Modanın Zararları Neler?
Her yıl yaklaşık 56 milyon ton giysi satılıyor ve dünya giysilerle dolup taşıyor. Bize her hafta ucuz ve yeni koleksiyonlar sunan hızlı modanın da etkisiyle giyim tüketimimiz 2000'li yıllardan bu yana iki kattan fazla arttı ve bu yeni kıyafetlerden de bir o kadar çabuk sıkılıyoruz ya da çabuk eskidikleri için bir süre sonra giymekten vazgeçiyoruz.
Rakamlar her şeyi açıklıyor: Kıyafetlerimizi 15 yıl öncesine göre %36 daha az giyiyoruz (1). Bu sonuç, özellikle tekstil sektörünün en büyük hammadde tüketicilerinden biri olduğu ve biyoçeşitlilik üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu düşünüldüğünde oldukça üzücü. Peki hızlı moda zararları tam olarak nelerdir?
- Giysilerimizin yaklaşık %25'inde pamuk kullanılır. Pamuk ise çok büyük bir ekilebilir arazi alanı kaplar.
- Oldukça hassas olan pamuk bitkisini korumak ve daha hızlı büyümesini sağlamak için böcek ilaçları ve gübreler kullanılır.
- Pamuk geri dönüştürülebilen bir hammadde olsa da üretimi çok su tüketir.
- Giysi üretiminde kullanılan naylon, polyester veya akrilik gibi sentetik iplikler ise genellikle yenilenemeyen hammadde olarak bilinir.
- Üretim, yüksek CO2 emisyonlarına yol açar. Örneğin, polyester bir bluzun karbon ayak izi, pamuklu bir bluzun karbon ayak izinin tam 2,5 katıdır.
- Üstelik bu giysiler, yıkama sırasında yüzbinlerce ton ince parçacık ortaya çıkarır ve atılan tekstiller açığa çıkararak okyanusa karışır. (2)
- Son olarak giysileri daha esnek hale getirmek, boyamak veya ağartmak için çeşitli toksik maddeler kullanılır. Bu maddeler doğaya karışır ve çevredeki ekosistemleri yok eder.
- Ayrıca tekstil büyük bir ulaşım ağı kullanarak pazara sevk edilir. Tekstil sektöründeki üretim ve taşımacılık küresel sera gazı emisyonlarının neredeyse %10'undan sorumludur.
Yeni Kıyafet Almadan Önce Kendimize Neler Sormalıyız ve Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Kullanım ömrünü doldurmuş giysilerin sadece %20’sinin geri dönüştürüldüğünü biliyor muydunuz? Geri kalan %80'lik kısım ya çöplükte son buluyor ya da yakılarak imha ediliyor. Sadece Avrupa'da, hızlı moda veya tek kullanımlık moda, yılda yaklaşık 4 milyon ton atık oluşturuyor. Bu dünya çapında hesaplandığında ise saniyede bir kamyon atığa denk geliyor. Bu nedenle geçici modanın dayatmalarından kaçmak ve mümkün olduğunca az olumsuz sosyal ve çevresel sonuçla şık giyinmeye devam etmek için yeni bir kıyafet alırken düşünmemiz gereken bazı şeyler var.
Söz konusu hızlı moda sektörü olduğunda hava ve çevre kirliliği son kullanıcılar olarak bizi de ilgilendirir. Öyleyse yeni bir kıyafet almadan önce ilk olarak o giysiye ne kadar ihtiyacımız olduğunu sorgulayarak başlayabiliriz. Hızlı moda ve çevresel etkileri büyük bir sorun olduğu için üretimi konusunda da sorgulamamız gereken pek çok şey mevcut. O halde diğer sorular şöyle sıralanabilir:
- Giysi hangi malzemelerden yapıldı? Pek çok ünlü marka geri dönüşümü desteklediğinden %20 ile %100 arasında geri dönüştürülmüş plastik, pamuk ve polyester kullanır. Bazı giysilerde ise geri dönüşüm malzemesinden yapılmasa da tekrar sürece dahil edilebilen hammadde kullanılabilir. Yeni bir kıyafet alırken bu bilgilerin aklınızda bulunması yararlı olabilir.
- Giysi dolabımdaki diğer giysiler ile uyumlu mu? Dolabımızdaki diğer giysilerle uyumlu olmayan bir parçayı kombinleyebilmek zordur. Bu da, ne yazık ki, yeni aldığımız giysinin hiç ya da çok az giyilmesi sonucunu doğurur. Kıyafet alışverişi yaparken seçeceğiniz parçanın dolabınızdaki giysilerle uyumlu olup olmadığına bakmak alacağınız yeni parçanın dolabınızın bir köşesinde unutulmayacağının garantisi olabilir.
- Bu giysinin birim fiyatı nedir? Birim fiyat; bir giysinin satış fiyatının kullanım sayısına bölünmesiyle bulunan değerdir. Örneğin, 100 TL’ye aldığınız bir tişörtü 100 kere giydiğinizde tişörtün birim fiyatı 1 TL’ye denk gelir, yani tişörtü her bir giyişiniz için 1 TL ödemiş olursunuz. Alacağımız yeni giysiler için birim fiyat hesaplaması yaparsak hem giysinin fiyatına değip değmediğini görmek kolaylaşır, hem aslında o giysiyi ne kadar sıklıkla kullanacağımızı bir kere daha gözden geçirmiş oluruz, hem de bir miktar daha fazla ödeyerek daha uzun süre kullanabileceğimiz kaliteli ve çok kullanımlık ürünlerin aslında ne kadar mantıklı bir alışveriş olduğunu fark etmiş oluruz. Bir de abiye elbiseler, smokinler gibi birim fiyatı hiç değişmeyen kıyafetler vardır. Bu kıyafetleri satın aldığımızda, doğaları gereği, 1-2 kereden fazla giymeyiz. Birim fiyatları değişmeyen ürünleri satın almak yerine kiralayarak bir ürünü birden çok kişinin kullanabilmesini sağlarız ve fazla üretimin önüne geçebiliriz. Ayrıca kira ücretlerinin satış ücretlerine göre daha az olduğunu düşündüğümüzde bu tarz giysileri kiralamayı tercih etmek cüzdanımızı da rahatlatır.
- Bu giysiyi ikinci el mağazalarında bulmam mümkün mü? İkinci el kıyafetler denildiğinde akla ilk olarak aşırı yıpranmış ve çok kullanılmış parçalar gelir. Fakat aslında her biri yeniden kullanılabilecek kadar yeni görünüme sahiptir ya da ilk günkü halleri gibi görünmek için sadece birkaç ufak düzeltmeye ihtiyaç duyarlar. İkinci el mağazalarından ya da ikinci el satışı mümkün kılan sanal platformlardan alışveriş yapmayı denediğimizde ihtiyacımız olan giysileri ikinci el olarak da rahatlıkla bulabildiğimizi görürüz. İkinci el ürün kullanmanın utanılacak bir şey olduğu algısını yıkıp yeni üründen tek farkı etiketsiz olması olan giysilere bir şans vermenizi öneririz. Çünkü yılda sadece 6 parça ikinci el giysi aldığımızda bile 40 kg CO2 tasarrufu yapabiliriz.
Sürdürülebilir yaşamı desteklemek bizim elimizde, hayatımızın her alanında atabileceğimiz sürdürülebilir adımlar var. Sürdürülebilirlik hakkında daha çok şey öğrenmek isterseniz surdur.com kategorilerine ve diğer blog yazılarımıza bakabilir; atıksız mutfak, atıksız banyo, geri dönüşüm ipuçları gibi konular hakkında bilgi edinebilirsiniz.
Kaynaklar
1-https://www.lemonde.fr/economie/article/2020/02/25/la-planete-victime-de-la-mode_6030760_3234.html
2- https://multimedia.ademe.fr/infographies/infographie-mode-qqf/