Kasım geldiğinde alışveriş yapmamak neredeyse imkânsız hale geliyor. Ama şunu düşünelim; Kasım indirimleri, gerçekten sadece tüketim ayı mı, yoksa bilinçli seçimler yaparsak sürdürülebilirliğe katkı sağlayabileceğimiz bir fırsat mı?
Bu yazıda “hiç alışveriş yapma, tüketim kötüdür” klişesinden değil; akıllı, uzun ömürlü, düşük karbon ayak izli alışverişten bahsedeceğiz. Çünkü mesele hiç almamak değil, doğru şeyi almak. Öyleyse sürdürülebilir alışverişi sürdürme listesine bir göz atalım!
1. İndirim Ayı = Planlama Ayı
Kasım, küresel ölçekte en yoğun alışveriş dönemi. Adobe Analytics’in 2023 raporuna göre dünya genelinde Black Friday haftasında online satışlar %28 oranında artmış. Türkiye’de de benzer bir tablo var: 2024’te Kasım indirimleri sırasında ortalama e-ticaret harcaması %42 oranında yükselmiş. (ETİD verisi). Yani hepimiz bu ay bir şekilde alışveriş yapmayı artırıyoruz ama bu alışverişi nasıl yaptığımız asıl fark yaratan etken.
Bilinçli alışverişin ilk adımı dürtüyü tanımak. Bir ürünü sepete atmadan önce kendimize şunu sormak alışveriş davranışlarımızda fark yaratabilir: “Buna gerçekten ihtiyacım var mı, yoksa beynimin dopamine mi ihtiyacı var?” Psikolog Wendy Wood’un Alışkanlık Döngüsü araştırmasına göre, alışveriş kararlarının %43’ünü düşünmeden, refleksle veriyoruz. O yüzden bir Kasım listesi hazırlamak aslında hem ekonomik hem ekolojik bir eylem. İhtiyacımız olan ürünleri öncesinde listelemek refleksle yapılan alışverişleri azaltmak, bu da karbon ayak izimizi azaltmak demek. Çünkü her gereksiz ürün, fazladan üretim, ambalaj, kargo ve enerji anlamına geliyor.
Her ürünün bir gizli maliyeti vardır: Karbon. Basit örneklerle düşünelim (Quantis 2023 Fashion on Climate ve Apple Environmental Progress Report 2024):
Yani bir tişört satın aldığımızda aslında sadece bir tişört değil, üretiminde kullanılan su, enerji ve taşımadan gelen karbonu da satın alıyoruz. Aslında bunu bilmek bile alışveriş davranışını değiştiriyor. Çünkü karbonu azaltmak bazen hiçbir şey yapmamaktan değil, daha az ama daha iyi almaktan geçiyor.
Sürdürülebilir alışverişin basit bir kuralı var: uzun ömür + onarım imkânı + düşük atık.
Fast fashion (Hızlı Moda) yerine dayanıklı, tamir edilebilir, zamansız kıyafetler veya ikinci el tercih etmek fark yaratıyor. Örneğin Patagonia’nın “Worn Wear” programı sayesinde 2023’te yaklaşık 1 milyon ürün yeniden kullanıma kazandırılmış, ki bu 20.000 ton CO₂ tasarrufu anlamına geliyor. İkinci el ürünleri bir seçenek olarak değerlendirerek hem hala giyilebilir olan kıyafetlerin çöpe gitmesine engel oluyoruz, hem de yeni bir ürün üretmenin dünyadan alacağı kaynakları ona geri vermiş oluyoruz.
Seramik, bambu, cam, metal gibi uzun ömürlü materyaller seçmek ya da tek kullanımlık plastiklerin yerine yeniden dolum ve yeniden kullanım sistemine geçmek. Yeniden doldurulabilir bir cam sabun şişesi, 1 yılda ortalama 25 plastik şişeyi çöpten kurtarıyor! (Zero Waste Europe, 2023).
Banyoda kullandığımız ve bittikçe yenisini aldığımız plastik sıvı sabun şişesini cam bir sabun şişesiyle değiştirmek ya da tek kullanımlık pamuk makyaj pedleri yerine yıkanabilir makyaj temizleme pamuğu kullanmak gibi ufak günlük hayat değişiklikleriyle başlayabiliriz. Kasım ayındaki indirimleri ekolojik yaşama geçmek için kullanmaktan daha bilinçli bir alışveriş davranışı düşünemiyoruz!
Katı şampuan, deodorant stick veya sabunlar, sıvı muadillerine göre %85 daha az ambalaj atığı üretiyor.Hem daha hafif, hem daha uzun ömürlü, hem de kargoda daha az karbon.
İndirim sezonunda “eko”, “yeşil”, “doğa dostu” gibi etiketler çoğalıyor ama hepsi aynı derecede sürdürülebilir değil. Örneğin birçok marka plastik ambalajlarını %100 geri dönüştürülebilir ambalaj olarak pazarlıyor. Bu, pratikte doğru olsa da plastik ambalajların dünya genelinde sadece %9’u geri dönüşüm sistemine girmeyi başarabiliyor. Bir diğer deyişle, bir malzemenin geri dönüşebilir nitelikte olması çoğu zaman geri dönüştüğü anlamına gelmiyor. O yüzden doğa dostu etiketiyle aldığımız bir ürünün gerçekten doğa dostu olup olmadığı konusunda biraz araştırma yapmak gerekiyor.
Sürdürülebilir ürünler aslında temel olarak şu üç özelliği taşıyor; -Uzun ömürlü, -Tamir edilebilir, -Tek kullanımlığa alternatif.
Örneğin yıllardır kullanılan termoslar herhangi bir etiketlemeye ihtiyaç duymadan sürdürülebilirdir çünkü onun sayesinde plastik pet şişe kullanımını azaltırız ve çoğu zaman bir termosu uzun yıllar kullanırız.
Alışveriş sepetine bir ürün eklerken bunları kontrol etmek tüketici aktivizminin en basit formu.
İndirim döneminde bile karbonu azaltmak mümkün. Nasıl mı?
Trendyol Insights 2024 verisine göre, Türkiye’de tüketicilerin %32’si Kasım ayında aldığı ürünleri 3 ay içinde hiç kullanmadan bırakıyor. Ekonomik fırsat zannettiğimiz şey, çoğu zaman hem bütçemize hem çevremize hem de evimize gereksiz yük bindiren eşyalar olmaktan ileri geçemiyor.Gerçek tasarruf, sepette değil ürünün uzun ömründe.
Kasım, bilinçli tüketim için mükemmel bir test. Bir ürünü almadan önce;
Sürdürülebilirlik bazen hiçbir şey almamak değil, doğru şeyi doğru sebeple almak çünkü her seçim, nasıl bir dünyada yaşamak istediğinle ilgili verdiğin bir oy. 🌎