Yüzyıllardır pek çok kültürde görülen regl tabuları günümüzde de var olmayı maalesef sürdürüyor. Maalesef diyoruz çünkü bu kültürel tabular kadınların toplumdan dışlanmasına ve gerekli medikal yardımdan yoksun kalmalarına yol açıyor. Bu yazımızda ‘Yok artık!’ dedirtecek adet dönemi mitlerini inceleyeceğiz.
Adet kanının herhangi bir sıra dışı veya tehlikeli özelliği yoktur, sadece kan ve dokudan oluşur. Fakat pek çok topluluk adet gören kadınların yakınındakilere zarar verdiğine inanır. Bu nedenle regl dönemindeki kadınlar toplum tarafından izole edilir, ihtiyaçlarını kısıtlı şekilde gidermelerine izin verilir.
Pasifik’te, Arapesh toplumunda, Papua Yeni Gine’de, Güneybatı ABD kabilelerinde ve Batı Nepal'de: Regl dönemindeki kadınlar evin dışında veya evin küçük bir alanında genellikle yalnız şekilde tecrit altında tutulur. Bu süreç boyunca kadınların yemek tabakları dahil günlük eşyaları diğer insanlardan farklıdır. İnsan ilişkileri ise sınırlıdır.
Türkiye ve Hindistan’da ise adet gören kadınlar kutsal mekanlara, ibadethanelere ve mezarlıklara giremez.
Adet döngüsü hormonlar tarafından yönetilir. Bu hormonal değişikliklerse kadınlarda huysuzluk ve öfkeye neden olabilir. Biraz duygu değişiklikleri biraz da anormal algılanan bir döngünün neticesinde regl olan kadınların etrafa tehlike saçtığına inanılır.
Fransa, Arjantin, Türkiye, Batı Nepal, İngiltere ve İtalya’da menstrüasyon dönemindeki kadın yiyecek ya da içecek hazırlarsa mutfağın bereketinin kalmayacağı ve yiyeceklerin bozulacağı düşünülür.
Türkiye ve Bolivya’da ay hâlindeki kadın yeni doğan bebeğe ve annesine yaklaştırılmaz. Eğer bebeği kucağına alırsa çocuğa kötü ruhların musallat olacağı ve çocuğun bir daha düzelemeyeceği düşünülür. Ayrıca çocuğun hiçbir zaman konuşamayacağından ya da çok geç konuşacağından, lohusa kadının ise hastalanacağından endişe duyulur.
Romanya ve İtalya’da regl olan kadın bitkilere dokunduğunda bitkilerin solmasına veya ölmesine neden olduğu düşünülür.
Papua Yeni Gine’de adet dönemindeki kadınlar bir erkeğin yayına dokunursa ya da bakarlarsa erkek, o yayla bir daha atış yapamaz. Adet dönemindeki kadın bir erkeğin kullandığı kaptan bir şey içerse o adamın hasta olacağı, eğer adama dokunursa adamın düşüp ölebileceğine inanılır.
Adet gören kadınların yiyebileceği veya yemesi gereken yiyecek türleri konusunda bilimsel bir bilgi yoktur. Aksine besin kısıtlamaları kişilerin sağlığını risk altına sokabilir.
Papua Yeni Gine’de menstrüasyon dönemindeki kadının sadece ateşte pişirilmiş tatlı patates yemesine izin verilir. Su içmesi ve şeker kamışı yemesi yasaktır.
Türkiye ve Kolombiya’da adet gören kadın soğuk şeyler tüketirse kramplarının artacağına, kanının donacağına ve akmayacağına inanılır.
Türkiye’de domates suyu, portakal suyu ve limonata tüketiminin menstrüasyon kanamasını durduracağına inanılır. Ay halindeki bir kadın yüzünün solmaması (sararmaması) için içinde limon bulunan hiçbir şey yememeli ve içmemelidir.
Menstrüasyon dönemindeki kadınların hareketlerini kısıtlamasını tavsiye eden herhangi bir bilimsel araştırma yoktur. Aksine spor yapmanın adet ağrılarını hafifletebileceği gösterilmiştir. Toplum tarafından kadınlara getirilen kısıtlamalarsa aktif hareketin çok daha ötesindedir.
Afganistan’da adet döneminde vücudun yıkanmasının kısırlığa yol açacağına inanılır.
İngiltere, Arjantin ve Türkiye’de aybaşı dönemindeki bir kadın banyo yapmamalıdır. Banyo yaparsa kanın akışının kesileceği söylenir.
İngiltere’de ay halindeki kadınların kamp yapmaması gerektiği söylenir çünkü bu kadınların yaydığı kokunun çok uzaktaki bir ayıyı bile kamp alanına çekebileceğine inanılır.
Türkiye ve Kolombiya’da menstrüasyon süreci bitene kadar kadınlar saçını kesmemelidir. Türkiye’de saç boyanması da doğru bulunmaz.
Brezilya, Dominik Cumhuriyeti ve Kolombiya’da adet gören kadınların saçını yıkamaması gerektiği düşünülür.
Türkiye’de regl olan kadınlar tırnak kesmemeli, vücut kıllarını koparmamalı ya da kesmemelidir.
Malezya’da, tek kullanımlık da olsa kadın pedleri çöpe atılmadan önce yıkanmalıdır yoksa hayaletlerin kadını rahatsız edeceğine inanılır.
İnsanların büyük bir çoğunluğunu ilgilendiren regl, her şeyden önce bir sağlık konusudur. Regl dönemi ile ilgili çeşitli tabu ve inanışlar birçok toplumun pratiğinde ve geleneklerinde kendine yer bulur ancak neredeyse hiçbirinin bilimsel bir altyapısı yoktur. Her tabu için olduğu gibi, regl tabuları da ancak üzerine konuşularak ve doğrulukları sorgulanarak yıkılabilirler.
· https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/695539
· https://helloclue.com/articles/culture/36-superstitions-about-periods-from-around-world
· https://www.unfpa.org/menstruationfaq#Taboos%20and%20Myths%20about%20menstuations
· https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/regl-donemi-hakkinda-dogru-bilinen-8-yanlis