Doğal içerikli şampuan ve temizlik ürünlerinin üzerinde genellikle “sülfat içermez” yazar. Bunun sebebini hiç merak ettiniz mi? Bu yazımızda sülfatın ne olduğunu, nerelerde bulunduğunu, zararlarını ve neden doğal içerikli şampuanlarda yer almadığını inceleyeceğiz.
Sülfat, sülfürik asitin başka bir kimyasalla reaksiyona girmesiyle oluşan bir tuzdur. Aslında doğal olarak sularda, minerallerde, toprakta, kayalarda, bitkilerde ve yiyeceklerde bulunur. “O zaman sorun yok!” diyebilirsiniz fakat temizlik ürünlerinde yaygın olarak sentetik sülfat bazlı kimyasallar kullanılır.
Sodyum lauril sülfat (SLS), amonyum lauril sülfat (ALS) ve sodyum lauret sülfat (SLES) size de tanıdık geldi mi? Bu bileşikler petrolün dışında hindistan cevizi ve palmiye (palm) yağı gibi bitkisel kaynaklardan üretilir. Bitkisel kaynaklı olması iyimser bir bakış açısının oluşmasına sebeb olabilir. Fakat palmiye yağı için tropik yağmur ormanları yok edilerek palmiye ağaçları dikilir. Yaşam alanları ve gıda kaynakları sürekli daralan pek çok tür yok olma tehlikesi yaşar.
Bir şampuan düşünün her zaman kullandığınız miktarda saçınıza uyguladığınız halde hiç köpürmüyor. Bu durumda çoğu kişi gibi biraz daha şampuan sıkarsınız. Sonuç olarak şişenin yarısını boşaltmanıza rağmen tek bir köpük balonu bile göremezsiniz. “Bu ne biçim şampuan! Hiç temizlemedi! Köpürmeyen şampuan mı olur! Parama yazık oldu!” diye söylenerek banyodan çıkarsınız. Çünkü yıllarca bizlere ne kadar köpük o kadar temiz algısı dayatıldı. Bu tam olarak doğru olmasa da firmalar sabun köpüğünü pazarlama unsuru olarak kullanmaya devam ediyor.
Şampuanların “etkili” temizlik sunması için -genellikle- sentetik sülfat eklenir. Aslında yalnızca şampuanda değil pek çok temizlik ürününde sentetik sülfat bulunur: Sıvı sabun, duş jeli, diş macunu, çamaşır ve bulaşık deterjanı gibi. Sülfatın temizleyicilerde kullanılmasının tek nedeni köpürmesi değildir. Sülfatlar yüzey aktif maddelerdir bu yüzden köpükle birlikte daha çok yayılır. Saçın derinlerine işler, kiri ve yağı -fazla- etkili biçimde temizler. Fazla etkili diyoruz çünkü tamamen yağdan arınmış saç ve saç derisi sağlıklı değildir.
Tamamen yağdan arınmış bulaşıklar harikadır ancak bu, saçlarınız ve cildiniz için geçerli değildir. Sülfatlar sağlıklı saç ve saç derisinin ihtiyaç duyduğu faydalı yağları da diğerleriyle birlikte uzaklaştırır. Yalnızca besleyici yağların değil keratinin de azalmasına neden olur.
Bir araştırmada sodyum dodesil sülfata (SDS) batırılan saçın sadece suya batırılan saça göre iki kat daha fazla keratin kaybettiği görüldü. Çalışmada saç ne kadar çok kimyasal ve ısıl işlem görürse protein (keratin) kaybının da o kadar yüksek olduğu belirtildi. Sözün kısası boya ve fön gibi işlemlerle zaten yıpranmış saçınızı bir de sülfatlı şampuanlarla yıkarsanız daha fazla zarar verirsiniz.
Sülfatlar negatif yüklü bileşikler olduğundan sülfata maruz kalan saçınızın dış kısmı da negatif yükle yüklenir. Bu durumda iç kısımda ikame eden pozitif bileşikler kimya yasalarına uygun şekilde hareket ederek dış kısma taşınırlar. Sonuç olarak iç kısımda çok fazla boş alan yani gözenek oluşur. Bu da nem kaybına, elektriklenmeye, renk solmasına, saç tellerinin kıvrılmasına ve kırılmasına yol açar. Zayıflamış ve kırıklarla bezenmiş saçın en geçerli tedavisi ise kestirmektir.
Her ay saçınızın kırıklarını aldırmak yerine sülfattan vazgeçebilirsiniz. Çoğu doğal içerikli şampuanda sülfat bulunmaz. Dahası saç rengini koruyabilen boyalı saçlara özel katı şampuanlar gibi özel ihtiyaçlara cevap veren doğal şampuanlar da vardır. Doğal katı şampuanları tercih ederek sadece saçlarınızı değil, bütçenizi ve doğayı da koruyabilirsiniz.
https://www.dhss.delaware.gov/dhss/dph/files/sulfatefaq.pdf
https://www.functionofbeauty.com/blog/lightreads/what-are-sulfates/
https://www.healthline.com/health/beauty-skin-care/sulfates#controversy
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15698750/
https://nyscc.org/blog/an-overview-on-hair-porosity/
https://www.sciencedirect.com/topics/nursing-and-health-professions/anionic-surfactant