Tarımın toprak kokan hikâyesinde bir yan karakter: Pestisit. Başta kahraman gibi sahneye çıkan ama perde kapanırken geride devasa sorunlar bırakan bir kimyasal. Pestisit, bitkilerimizi böceklerden, yabani otlardan ve mantarlardan koruyarak verimi artırmak için icat edildi. Çiftçinin dostu gibi görünen bu madde, toprağın, suyun ve insanların sağlığını sessizce tehdit eden bir gölgeye dönüştü.
Türkiye’nin Pestisitle İmtihanı
1950’ler... Türkiye tarımı, modernleşmenin heyecanıyla pestisiti tarlalarına buyur etti. Zararlılar kaçacak delik ararken ürünler bol bol hasat edildi. Ama her hikâyede olduğu gibi, bu dostluk da bir bedeli beraberinde getirdi. Pestisitler sadece zararlıları değil, toprağı, suyu ve biyoçeşitliliği de etkiledi. Zamanla ürünlerdeki kalıntılar sofralarımıza taşındı.
Bugün ise tablo çok daha karmaşık. Türkiye, dünya pestisit pazarında yerini almış durumda. Tarımda hâlâ sıkça kullanılan pestisitler, çevre örgütleri ve bilim insanları tarafından eleştiriliyor. Çünkü bu maddeler kontrolsüz kullanıldığında yer altı sularını kirletiyor, polen taşıyan arıları öldürüyor ve toprak sağlığını bozuyor.
Sınırdan Dönen Kamyonlar
Türkiye, pestisit kaynaklı bildirimlerde Avrupa’da başı çekiyor. Öyle ki, 2024 yılının ilk iki ayında AB ülkelerinin gıda güvenliği gerekçesiyle sınırdan geri gönderdiği her beş üründen biri Türkiye menşeliydi.
Bugüne kadar Türkiye’den ihraç edilip Avrupa Birliği sınırlarından pestisit, mikotoksin veya diğer kimyasal kalıntılar nedeniyle geri dönen tarım ürünleri arasında domates, portakal, mandalina, biber (Türkiye'nin en sık geri dönen ürünlerinden biri), limon, kuru incir, kuru üzüm, fındık, ceviz, badem, kekik, nane ve pirinç bulunuyor.
Geri dönen ürünler, çiftçi ve ihracatçı için ekonomik kayıp anlamına gelirken, tüketicilere de “Biz ne yiyoruz?” sorusunu sordurdu.
Pestisit kalıntıları, hormonal bozukluklardan kansere kadar insan sağlığı üzerinde ciddi zararlar yaratıyor. Zehirsiz tarımın önemine dikkat çeken uzmanlar, pestisit denetimlerinin artırılması ve sürdürülebilir tarım politikalarının uygulanması gerektiğini vurguluyor.
Çözüm Ne?
Pestisitlere alternatif yöntemler var: Organik tarım, biyolojik mücadele ve iyi tarım uygulamaları. Türkiye’de bu yöntemler gelişiyor ancak hâlâ yaygın pestisit kullanımının gölgesindeler. Çiftçilere eğitimler verilmesi, denetimlerin sıkılaştırılması ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının desteklenmesi şart.
Meyvenin parlaklığına, sebzenin kusursuz rengine bakarken arka planda neler olduğunu hatırlamak tüketici olarak bizim görevimiz. Doğayla dost, sürdürülebilir yöntemleri desteklemek hem sağlığımızı hem geleceğimizi korumak için ilk adım olabilir.
Kaynaklar
https://yesilgazete.org/turkiyede-pestisit-bildirimi-had-safhada/
https://yesilgazete.org/nisanda-da-50-urunun-31i-sinirdan-dondu-iade-edilen-urunler-nereye-gidiyor/
https://bianet.org/haber/turkiye-pestisit-bildirimlerinde-yine-ilk-sirada-295677
https://www.gazetekadikoy.com.tr/yasam/saglikli-gida-hakkini-ihlal-ediyor