2025’in başlarında OpenAI'ın tanıttığı ChatGPT 4o güncellemesi, kullanıcıların basit açıklamalarla stilize görüntüler oluşturmasına imkân tanıdı. Bu da özellikle sosyal medya kültüründe yeni bir dönemi başlattı: Studio Ghibli tarzında çizimlerden, “eğer evcil hayvanım insan olsaydı” fantezilerine, estetik "starter pack" setlerine kadar uzanan bir görsel üretim dalgası…
Ancak bu eğlenceli ve estetik paylaşım furyasının arkasında pek az kişinin düşündüğü ciddi bir çevresel sorun yatıyor: Su tüketimi.
Görsel Üretim Teknolojileri ve Kaynak Kullanımı
Yapay zekâ temelli görsel üretim sistemleri yalnızca işlem gücü değil; enerji ve dolaylı olarak su da tüketiyor. Özellikle bu sistemlerin çalıştığı devasa veri merkezleri işlem sırasında oluşan ısıyı düşürmek için soğutma sistemlerine ihtiyaç duyuyor. Bu soğutma sistemleri ise büyük oranda su ile çalışıyor.
40 adet görsel üretimi yaklaşık 250 ml (bir bardak) temiz su anlamına geliyor. Yani söz konusu sosyal medya trendine katılan ortalama bir kullanıcı, sadece birkaç saatlik “prompt denemesi” ile içilebilir nitelikte bir bardak suyu harcamış oluyor.
Dahası, bu üretimlerin her biri küçük gibi görünse de günde milyonlarca kez tekrarlandığında, büyük bir ekolojik ayak izi oluşuyor. Özellikle düşük kaliteli ve geçici içeriklerin bu sistemler üzerinden üretilmesi, bir nevi dijital fast-food kültürünün su ayak izi versiyonunu oluşturuyor.
Küresel Su Krizi
Dünya genelinde 2 milyardan fazla insan temiz suya düzenli erişim sağlayamıyor. İklim krizi, kuraklık, kirlilik ve plansız tüketimle birlikte su kaynakları her geçen gün daha da tehdit altında. Böyle bir dönemde, eğlence ya da estetik kaygılarla yapılan yüksek hacimli görsel üretimler, farkında olunmadan bu krizin bir parçası hâline geliyor.
Üstelik bu üretimler tek seferlik değil. Beğenilmeyen ya da yeterince estetik bulunmayan onlarca versiyon üretilebiliyor. Hatta bazı kullanıcılar sırf eğlence için saatlerce yapay zekâ ile görsel denemeleri yapabiliyor. Bu da bireysel anlamda su ayak izimizi artırıyor.
Dijital Ayak İzimizin Parçası: Su Ayak İzi
Karbon ayak izine alışkınız ama “su ayak izi” kavramı henüz yaygın değil. Ancak her dijital işlem gibi görsel üretim araçlarının kullanımı da bu ayak izine katkı sağlıyor. Veri merkezleri yalnızca elektrik değil, aynı zamanda litrelerce su tüketerek aygıtları soğutuyor. Microsoft'un bir raporuna göre, sadece 2022 yılında yapay zekâ uygulamalarını desteklemek için kullanılan veri merkezlerinde yaklaşık 1.7 milyar litre su harcandı.
Dijitalin Görünmeyen Yüzü
Yapay zekâ destekli görsel üretimin geleceği, kaçınılmaz olarak daha fazla kişiselleşme, daha yüksek çözünürlük ve daha az farkındalık yönünde ilerliyor. Fakat bu gidişat, teknolojik gelişmenin etik, çevresel ve kültürel boyutlarının daha fazla tartışılmasını da gerektiriyor.
Her paylaşımımızın, her “prompt”umuzun arkasında görünmeyen bir doğa etkisi var. Tıpkı tek kullanımlık ürünler gibi, “tek tıkla” görsel üretimler de doğaya bir iz bırakıyor. Bu yüzden artık yalnızca fiziksel değil, dijital seçimlerimizi de sürdürülebilirlik perspektifiyle yapmanın zamanı geldi. Çünkü geleceğin dünyası, bugünün bilinçli adımlarıyla şekilleniyor.
Kaynaklar
https://oecd.ai/en/wonk/how-much-water-does-ai-consume
https://solveo.co/ais-hidden-thirst-or-how-much-water-does-artificial-intelligence-really-drink/