Zeytin… Yalnızca bir ağaç değil. Ege’nin rüzgârında serpilen bir kültür, Akdeniz’in güneşinde yıllarca büyüyen bir yaşam biçimi. Şimdi ise bu yüzyıllık yaşam, yeni bir yasa teklifiyle tehdit altında. “Süper İzin” denilen bir torba yasa geçtiğimiz günlerde TBMM’deki komisyondan geçti. Yasanın temel amacı, enerji, maden ve ulaşım gibi sektörlerde yatırım süreçlerini hızlandırmak. Ancak bunu yaparken çevresel korumaları zayıflatması ve yerel halkın geçim kaynaklarını riske atması, kamuoyunda ciddi tartışmalara yol açtı.
Peki bu yasa neleri değiştiriyor? Neden bu kadar çok tepki çekiyor? Gelin birlikte bakalım.
Zeytinlikler Madenciliğe Açılıyor mu?
Yasa teklifinin en çok dikkat çeken maddelerinden biri, zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasıyla ilgili. Eğer bir madencilik faaliyeti, tapuda zeytinlik olarak kayıtlı ya da fiilen zeytin ağaçlarıyla kaplı bir alana denk geliyorsa ve başka bir yerde yapılması mümkün değilse, zeytin ağaçlarının “taşınarak” faaliyetlere izin verilmesinin önü açılıyor. Bu izin, “kamu yararı” gözetilerek bakanlıkça verilebilecek. Ağaçların taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda ise, eş değer büyüklükte başka bir alanda yeni zeytin sahası kurulması şart koşuluyor.
Ancak uzmanlar, zeytin ağaçlarının taşınmasının neredeyse imkânsız olduğunu, taşınan ağaçların çok büyük bölümünün kuruduğunu, özellikle yaşlı zeytin ağaçlarının taşınmasında başarı oranının düşük oranda gerçekleştiğini ve taşındıktan sonra hayatta kalmaları ve yeniden gelişim gösterebilmeleri için oldukça özenli ve uzun süreli bir bakım sürecinin hayatiliğini vurguluyor. Uygun teknikler ve iklim koşulları sağlansa dahi, sonuç her zaman garanti değildir. Ayrıca yeni kurulacak zeytinliklerin yıllar içinde ancak mevcut ağaçların yerini alabileceği, dolayısıyla kısa vadede üretimin durma noktasına geleceği ifade ediliyor.
Eski Yasa Ne Diyordu?
1939’da çıkarılan 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun”, Türkiye’nin tarım politikaları içinde çok özel bir yere sahip. Bu yasanın amacı, yalnızca zeytin üretimini artırmak değil, aynı zamanda zeytinlik alanları korumak, tarımsal verimliliği teşvik etmek ve zeytin üzerinden kırsal kalkınmayı desteklemekti.
1930’ların sonlarında Türkiye hâlâ tarım ağırlıklı bir ekonomiye sahipti. Zeytinlikler ise Ege, Marmara ve Akdeniz gibi bölgelerde halkın en önemli geçim kaynağıydı. Ancak o dönemde zeytinliklerin çoğu ya bakımsızdı ya da yabaniydi. Ayrıca zeytinlik alanlar yapılaşma, sanayi ya da ihmalkârlık nedeniyle tehdit altındaydı.
Devletin bu koşulları görerek çıkardığı yasanın temel amaçları şunlardı:
Zeytinlikleri korumak ve daralmasını önlemek
Yaban ağaçları aşılatılarak üretimi artırmak
Zeytinlik sahalara sanayi tesisi, fabrika, yol gibi zeytin üretimini bozacak şeylerin yapılmasını engellemek
Böylece hem tarımı hem de kırsal ekonomiyi güçlendirmek
Bu yasa sayesinde, zeytinliklerin etrafında 3 kilometreye kadar toz-duman çıkaran tesislerin kurulması yasaklandı. Aynı zamanda zeytinliklerin izinsiz sökülmesi veya taşınması da suç sayıldı. Kısacası bu yasa, zeytinciliği sadece korumaya değil, aynı zamanda geleceğe taşımaya yönelikti.
Sadece Zeytinlikler Değil
Yasa sadece zeytinlikleri değil, aynı zamanda birçok koruma alanını da etkiliyor. Özel çevre koruma bölgeleri, milli parklar, sit alanları, sulak alanlar ve ormanlar gibi doğal varlıkların bulunduğu bölgelerde madencilik yatırımlarının önü açılıyor. Yatırım süreçlerini hızlandırmak için çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) süreçleri sadeleştiriliyor ya da bazı yerlerde tamamen devre dışı bırakılıyor.
Örneğin, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) olarak ilan edilen mera alanlarında artık ÇED raporu istenmeyecek. Bu da hayvancılık açısından kritik önemdeki mera alanlarının enerji yatırımlarına açılabileceği anlamına geliyor.
Orman İzinleri Artık MAPEG’in
Düzenlemeyle birlikte, daha önce orman izinlerini veren Orman Genel Müdürlüğü’nün yetkileri de Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) devrediliyor. Yani hem maden ruhsatı hem de orman izni artık aynı kurum tarafından verilecek. Bu durum, kamuoyunda "doğal varlıklar üzerindeki koruma mekanizmalarının zayıfladığı" gerekçesiyle tepki topluyor.
Belediyelerin Yetkisi Azalıyor
Yasa değişikliği, imar planları konusunda da merkeziyetçiliği artırıyor. Rüzgâr ve güneş enerjisine dayalı projelerin imar planı onayı, yapı ruhsatı gibi işlemleri artık belediyeler değil, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verebilecek. Bu da yerel yönetimlerin denetim ve karar alma gücünü büyük ölçüde ortadan kaldırıyor.
Yasadan Kimler Etkilenecek?
Bu düzenlemelerden en fazla etkilenecek olanlar, zeytincilikle geçinen küçük üreticiler. Türkiye’de yaklaşık 400 bin aile geçimini zeytinden sağlıyor. Tarımsal istihdamın %2’sini oluşturan bu sektör, özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde sadece ekonomik değil, kültürel bir varlık. Yeni yasayla birlikte “kamu yararı” gerekçesiyle zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerine izin verilmesi, fiilen bir kamulaştırma süreci başlatıyor. Bu yasa, küçük üreticilerin tarımdan kopmasına, kentlere göç etmesine ve yerel ekonomilerin çökmesine neden olabilir.
Neleri Kaybedebiliriz?
Biyoçeşitlilik: Zeytinlikler, aynı zamanda birçok canlı türü için yaşam alanı. Bu alanların tahrip edilmesi, ekosistemlerin bozulmasına yol açabilir.
İklim Direnci: Ağaçlar, karbon tutma kapasiteleri ile iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynuyor. Ağaçların yok olması direkt olarak iklim direncini düşürebilir.
Gıda Güvencesi: Türkiye’nin zeytin üretim kapasitesinin azalması, gıda fiyatlarını artırabilir, ihracat gelirlerini düşürebilir.
Kültürel Miras: Zeytinlikler, Anadolu’nun en köklü tarım kültürlerinden birini temsil ediyor. Bu kültürün yok olması, geçmişle bağlarımızın kopması anlamına gelebilir.
Ne Yapılabilir?
Bu yasa teklifinin çevresel ve toplumsal etkilerinin yeniden değerlendirilmesi ve kamuoyunun ve uzmanların görüşlerinin dikkate alınması büyük önem taşıyor. Yatırım süreçlerinin kolaylaştırılması elbette önemli, ancak doğa ile geri dönülmez bir çatışmaya girilmemeli.
Zeytinliklerimiz, ormanlarımız, meralarımız geleceğe bırakacağımız en değerli miras. Ve bu mirasın korunması yalnızca hukuki değil vicdani bir sorumluluk.
Kaynaklar
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) – “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” (13 Haziran 2025) https://tbmm.gov.tr/Yasama/KanunTeklifi/80d8f541-8c22-47af-ae19-019769447bc3
3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=3573&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=3
EkoIQ “Meclis’e sunulacak yasa teklifi zeytinlikleri tehdit ediyor” https://www.ekoiq.com/meclise-sunulacak-yasa-teklifi-zeytinlikleri-tehdit-ediyor/
Mesele “Dalları koparılan bir gelecek: Zeytin yasası tartışmaları” https://mesele.com/dallari-koparilan-bir-gelecek-zeytin-yasasi-tartismalari/
İklim Haber “Zeytinlikleri hedef alan yasa teklifi komisyondan geçti” https://www.iklimhaber.org/zeytinlikleri-hedef-alan-yasa-teklifi-komisyondan-gecti/